OLMAK YA DA VURMAK ÖLDÜRMEK
Bir suç oluyorum ben de külümü karıştırınca
Kimleri, kimleri, kimleri vursam
Önce kendimden mi başlasam şakalaşmaya
Önce kendimden mi başlasam
Ben istesem Horoz gibi öterim
Alıngan ve içli çocuk olduğum için
Rahatlarım Bankanın camını kırsam
Sularım sonra atımı bir derede
Ne zaman ne zaman kırlara kaçsam
Ben istesem Kilidimi kırarım
Kumral bir Yaz peşimdedir, dolaşırım ben
Altı yaşında tütüne gittim, oğlak güttüm, çırak
Neler de çıkıyor eşelenince
İnsan büyüyor adam vurarak
Ben istesem Pusu bile kurarım
Duygulu ve sivri bir öğrenci oldum
Ateş okudum kitap yakarak
Artı-değer kavramını ve günlerce Matematik
Bıçaklar edindim Bursa’ya giderek
Benim şimşir Kazıklarım vardır
Ne zaman seni vursalar öcünü komam
İpekli dokunur gibi işliyor zaman
Öfke çiçeğim, av borum, işlek çıngırak
Bütün gün kan içinde yoğruluyorum
Yorulmam dersem Yalan olacak
Bir suç oluyorum ben de külümü karıştırınca
Kimleri, kimleri, kimleri vursam
Önce senden mi başlasam şakalaşmaya
Önce senden mi başlasam
|
TÜRKIYE KADAR BIR ÇIÇEK
Soğuk suda çarpa çarpa yıkadım
Yüzümün niyeti bir aşk şiiri
Ayçiçeği
Gümüş çiçeği, Kavun Karpuz Mevsimi
Çiğdem: yağmur sonu çiçeği
İlk cemreden sonra bulduğumuz çiçekler
Gül güldür, Gül de güldür
Ben bu kadar anlarım bu işten
Ekinler sarardı biçtik güz geldi
Eskiden sevdiğim kızlar çiçeği
Öpemedik birbirimizi işte bunun çiçeği
Tay gibi dururdu tay gibi bir kız çiçeği
Benim poliste kaydım varmış, hohho
Poliste kaydı olmanın çiçeği
Bir dâvet olan çiçek
Süslerler eteklerini kikirdeyerek
Kaymakam evlerinde yastık çiçeği
Diz çiçeği. Türkçenin en ayıp kelimeleri
Dul, Baldız, Bizim Güveyi
Bacanak çiçeği, ayıp çiçekler
Yüzünün ve taranmanın çiçekleri
Entarin düzelirken açan çiçek
Bir dâvettir çiçek ve çok kere gidilemez
İnsanın dairede işi vardır çünkü
Amerikan polisinde bile fotoğrafım var, hah
Hangi hırsızın polisi, hani ev sahibi
İyisin sevgilim, aceleci ve sabırlı
Belki de barışa bir savaşla varılır
Çünkü işleten sevgiyi
Öfkenin kurucu meclisidir
Tarihi hızlandırmanın çiçeği
Senin saçlarında bir Macar kırmızı var
El yazması Kur’anlar
ve Benim yanaklardaki Çerkeslik
Daha bir sürü çiçekler
Senin de bir kaydın bulunmalı loy
İyisin, demek ki iyisin, sabırlı ve aceleci
Kadınlar Mevlûdu, şerbet çiçeği
Geldi bir akkuş kanadıyla revân ve benim uykum
Ki güzel çiçektir her zaman
Hâfız kadınların fingirdekleri
Tüccar, telsizciler, terlikçiler
Aklımda bir kasabanın çiçeğini tamamlar
Hamamı her gün turşu kokar
Demek, düğünlerde böyle oynarlar
Gözleri duvarlara, tavana bakar
Köylerin solgun aşk çiçeği
Düğün ne kadar uzundur, Sağdıç çiçekleri
Güveyi pencereden bir silâh atar
Kızevi utanarak tarar sakalını
Göğe bir duman çiçeği salınır
Kaydımız olsa da olmasa da sevgilim, ohho
Kaç kere yıkadık birbirimizi
Ayçiçeği
İş becermişlerin yüzündeki çiçek
Kurtuluş Savaşının kaşındaki çiçek
Asya’da kabaran ekmek çiçeği
Beş bin yaşından bir komutan
Sen bu kadar yüreklisin
İnce çekingenlik çiçeği
Ha dediklerinde dağda olursun
Ha diyeceklerin ağzındaki çiçek
Umudun çiçeği
Türkiye kadar bir çiçek
Yüzünün niyeti bir aşk çiçeği
Bir kalkışma yüreğindeki çiçek
|
GENÇÖLMEK
Ay mıdır kar mıdır pencerede
Boğulmuş çocukları martılara taşıyan
Kara köpek karşı kıyıda uluyor
Bence o çocuk öyle gülmemeli
Atları çayıra saldım diş kamaştıran erik ağaçları altına
Nisan toprağı kalbimde ağarıyor
Bence o çocuk öyle gülmemeli
Şimdi bir kadın çay demlese
Bahçemdeki korkuluk nar ağacıdır
Erken ölmüş, iyi giydirilmiş
Sular soğuyor ovada duran ince gölgesinde
Büyük ateşler, kuytu köyler gibi
Alınlarına vişne çiçekleri yağan
O kızlar, delikanlılar ve lohusalar
Oyulmuş bir bebektirler ıhlamurdan
Kestane mangalları, masallar, talikalar
Ölüm alışsın artık bize
Bir dans gibi bahçemize gelsin
Gelsin otursun ılık minderimize
Bence o çocuk öyle gülmemeli
Ay kar gibidir pencerede
|
Ergin Günçe (12 Şubat 1938 -16 Ocak 1983)
Giresunda doğdu.
1955 yılında İstanbul Erkek Lisesi'ni ve 1960 yılında da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. ODTÜ İdari İlimler Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Şiirleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Bir yurtdışı gezisinden dönerken Ankara Esenboğa Havaalanı’nda meydana gelen uçak kazasında yaşamını yitirdi.
|
Uğur Mumcu:
Matematikle şiirin, ekonomi ile edebiyatın
kesiştiği bir nokta varsa eğer, Günçe işte o noktadaydı -
Cemal Süreya Ergin Günçe, bir savaşçı gibi değil de bütün hesaplarını
vermiş eski bir uygarlık gibi konuşmaktadır. -
|
Adminin Notu
Sevgili Ergin hem liseden (İstanbul Erkek Lisesi), hem üniversiteden (Siyasal Bilgiler Fakültesi) okuldaşım olduğu halde onunla ancak 27 Mayıs Devrimini izleyen dağdağalı günlerde Mülkiyeliler Birliğinin bahçesinde tanışmıştık. Ve tabii hemen çok dost olduk, beraber çalışmalar bile yaptık. Örneğin ünlü oyun yazarı George S Kaufman'nın kısa bir piyesini ( If men played cards as women do?) birlikte çevirmiştik.
Değerli bir psikolog olan eşi Gülseren Hanım da toplantılarımıza katılır, ara sıra ateşli tartışmalarımıza belli etmeden ayar da verirdi(!)Aslında bu çok gerekliydi. Çünkü Ergin aptallıklara, densizliklere ve özellikle kötü siyasi oyunlara çok kızar hemen kabaran karadenizli öfkesini ortaya döküverirdi. Ama haksızlık etmeyeyim. Ergin, aynı zamanda Mülkiye jargonu ile ifade edersem, tam "matrak" bir arkadaşımızdı. Devamlı olarak şakalar, espriler üretir, günün olaylarını, öne çıkan kişileri ince ince tiye alırdı.
Necdet kesmez
Ergin'in o günlerdeki havaya uygun düşen bir taşlaması şu idi:
Ekmek yutamaz/ Sıçan tutamaz/ Ne de yaramaz/İsme İnönü
|