Hümanist kültüre açılan küçük bir pencere

OKUMALIK
Eski Yeni Şairlerden Üçer Şiir
Bu dünya bir"tamam"dan eksiklikler âlemi.
Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu.
Hakikat değişiyor daha bitmeden cümle ‎.
Gecenin ardında yine gece var


NECİP FAZIL
KISAKÜREK

BAŞ SAYFA  YAZILAR  MAVİPENCERE   GÖZLEMEVİ   ARKABAHÇE   IŞIKLIYOL
                 Alıntılık      Belgelik   Yarenlik   Okumalık ‎   Bakmalık   Gezinmelik

KALDIRIMLAR


Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
‎ Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
‎ Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
‎ Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
‎ ‎
‎ Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
‎ Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
‎ İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
‎ Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
‎ ‎
‎ İçimde damla damla bir korku birikiyor;
‎ Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
‎ Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
‎ Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
‎ ‎
‎ Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
‎ Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
‎ Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
‎ Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
‎ ‎
‎ Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
‎ Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
‎ Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
‎ Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
‎ ‎
‎ Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
‎ İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
‎ Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
‎ Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
‎ ‎
‎ Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
‎ Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
‎ Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
‎ Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
‎ ‎
‎ Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
‎ Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
‎ Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
‎ Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...


B E N

BEN, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin...
‎ BEN, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin...
‎ BEN, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
‎ Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı...
‎ BEN, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
‎ BEN tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların...
‎ BEN, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
‎ Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda...
‎ BEN, başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
‎ Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir...
‎ BEN Allah diyenlerin boyunlarında vebal;

ZAMAN

Nedir zaman, nedir?
‎ Bir su mu, bir kuş mu?
‎ Nedir zaman, nedir?
‎ İniş mi, yokuş mu?
‎ ‎
‎ Bir sese benziyor;
‎ Arkanız hep zifir!
‎ Bir sese benziyor;
‎ Önünüz tüm kabir!
‎ ‎
‎ Belki de bir hırsız;
‎ İzi, lekesi var.
‎ Belki de bir hırsız;
‎ O yok, gölgesi var.
‎ ‎
‎ Annesi azabın,
‎ Sonsuzluk, şarkısı.
‎ Annesi azabın,
‎ Cinnetin tıpkısı.
‎ ‎
‎ İçimde bir nokta;
‎ Dönüyor aleve.
‎ İçimde bir nokta;
‎ Beynimde bir güve.
‎ ‎
‎ Akrep ve yelkovan,
‎ Varlığın nabzında.
‎ Akrep ve yelkovan,
‎ Yokluğun ağzında.
‎ ‎
‎ Zamanın çarkları,
‎ Sizi yürütüyor!
‎ Zamanın çarkları,
‎ Beni öğütüyor.
‎ ‎
‎ Zaman her yerde ve
‎ Her şeyin içinde.
‎ Zaman her yerde ve
‎ Acem'de ve Çin'de.
‎ ‎
‎ Kime kaçsam ondan;
‎ Ha yakın, ha ırak?
‎ Kime kaçsam ondan;
‎ Ya sema, ya toprak...