Hümanist kültüre açılan küçük bir pencere

OKUMALIK
Eski Yeni Şairlerden Üçer Şiir
RefikDurbaş
Sevda ne yana düşer usta
Ama gönlüm hâlâ oğlumun âşık olduğu yaşta
niçin hiç konuşmuyor yıldızlar?
Rüzgârlar yazsın aşkımı.
REFİK DURBAŞ

BAŞ SAYFA  YAZILAR  MAVİPENCERE   GÖZLEMEVİ   ARKABAHÇE   IŞIKLIYOL   DÜNYA GÖRÜŞÜ
                 Alıntılık      Belgelik   Yarenlik   Okumalık ‎   Bakmalık   Gezinmelik

BARIŞ KOYUN ÇOCUKLARIN ADINI

Oyunu sever bütün çocuklar
‎ birdirbir, uzun eşek, körebe
‎ bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
‎ oyun sözcüğünün halkların dilinde..
‎ ‎(Oyun koyun çocukların adını)
‎ ‎
‎ Savaşa karşıdır bütün çocuklar
‎ kışın: kar altında her sabah
‎ tükenip erise de solgun nefesi
‎ yazın: göğsü sırmalı fabrikalarda
‎ çarkları döndürse de yoksul alevi
‎ savaşa karşıdır bütün çocuklar
‎ nice ölümlerden geçmişlerdir
‎ nice rüzgârlar içmişlerdir
‎ gelincik tarlası çocuklar.
‎ ‎(Emek koyun çocukların adını)
‎ ‎
‎ Gökyüzünün penceresinden şimdi
‎ bir kuş havalansa
‎ kanat çırpınışlarında
‎ hayatın yağmalanmış sevinci
‎ ‎- Kuş uçar rüzgâr kalır
‎ ‎(Sevinç koyun çocukların adını)
‎ ‎
‎ Uzay denizlerinde şimdi
‎ bir balık ağlasa
‎ gözyaşı billûrlarında
‎ yüz bin umut kıvılcımı
‎ ‎- Alev uçar nazar kalır
‎ ‎(Umut koyun çocukların adını)
‎ ‎
‎ Çocuk bahçelerinde şimdi
‎ bir çiçek açsa
‎ hüzün sevince dönüşür
‎ sevinç çiçeğe
‎ ‎- Ölüm uçar çocuklar kalır
‎ ‎(Mutluluk koyun çocukların adını)
‎ ‎
‎ Barıştan yanadır bütün çocuklar
‎ sabah: kuşatılmış bir toplama kampında
‎ ayrılığın tepsisini okşasa da elleri
‎ akşam: yıldızların mor orağıyla
‎ sessizliği devşirse de yetim öksüz sesi
‎ barıştan yanadır bütün çocuklar
‎ nice çığlık emmişlerdir
‎ nice korku gezmişlerdir
‎ yürekten hisli sevmişlerdir
‎ güvercin harmanı çocuklar
‎ ‎(Devrim koyun çocukların adını)
‎ ‎
‎ Barışı sever bütün çocuklar
‎ beştaş, saklambaç, elim sende
‎ bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
‎ barış sözcüğünün halkların dilinde
‎ ‎(Barış koyun çocukların adını)

HÜCREMDE AYIŞIĞI

Sesimi sesinin üstüne koyma
‎ kara gecede, karanlıkta, acılı
‎ yüreğimde yeşerdiyse de alevi ölümün
‎ kan boğmadı daha korkuyu
‎ kırılmadı kin ve öfkenin fidanı
‎ ‎
‎ Sesini sesimin üstüne koyma
‎ ağzımda prangası tutuklu rüzgâr
‎ ‎
‎ Yanlış arama ölümden başka
‎ kurşuna dizilen resimlerde
‎ acıyla örülmüşse cesetler
‎ ve ağlıyorsa hücremde ayışığı
‎ üzgün değilim, hüzünlü asla
‎ ‎
‎ Yanlış arama ölümden başka
‎ sırtımda falakası tutuklu rüzgâr
‎ ‎
‎ Yüreğimde mezarlar açma artık
‎ kazıdım hücremin duvarına çünkü
‎ zamanı kucaklayan öfkemi
‎ acıdan üretilen sesimi
‎ gençliği damıtılmış günlerimi
‎ ‎
‎ Yüreğimde mezarlar açma artık
‎ elinde kırbaçları tutuklu rüzgâr
‎ ‎
‎ ‎
‎ Çıplak taş, demir kapı, sessizlik
‎ korkuyu mu bekliyor o nöbetçi
‎ niçin hiç konuşmuyor yıldızlar
‎ şafak söktüyse nerde kar filizleri
‎ uyusam uyansam her yerde bahar
‎ ‎
‎ Çıplak taş, demir kapı, sessizlik
‎ sesimde zincirleri tutuklu rüzgâr
‎ ‎
‎ Tek değilim artık, çoğaldım ölüme
‎ deli rüzgâr, çıplak suyun rahminde
‎ artık ne hücrem, ne yalnızlık
‎ eskisinden düşmanım karanlığa
‎ ama hâlâ yanıyor yüreğimde işkence
‎ ‎
‎ Tek değilim artık, çoğaldım ölüme
‎ yüzümde kelepçesi tutuklu rüzgâr
‎ ‎
‎ ‎-Söyle kim hak kazandı ölüme

TEZGÂHTAR KIZLAR

Sabahı onlar uyandırır
‎ çıplak yüzlerinin ufkundan
‎ eksik yaşanmış bir rüyadan
‎ gün doğar karanlığı kalır
‎ ‎
‎ Erkenden açılır dükkân
‎ sevda ile yalnızlıktan başka
‎ dizilir uykusuz tezgâha
‎ ince tül, gamlı ruj ve hazan
‎ ‎
‎ Mevsimlik ders programları
‎ ucuzluk, damping, tek fiyattır
‎ sattıkları ipek pazen değil
‎ harcanmış gençlik yıllarıdır
‎ ‎
‎ Günlerce raflarda kalayım
‎ çürürse sevdanın kumaşı
‎ aşkımı yaşatmaya yeter
‎ tezgâhtar kızların rüzgârı
‎ ‎
‎ Sabahı onlar uyandırır
‎ alınterinden, aşktan önce
‎ bitmeden başlar gece
‎ akşam, onlarla kararır