BaşSayfa  Makale  Kırıntılar  Görüş   Bilgiler   Belgeler   Yarenlik   Şiirler
EVRİM KURAMI BAĞLAMINDA
BİLİM ve İNANÇ ÜZERİNE

Necdet Kesmez
BÖLÜMLER
  1. GİRİŞ
    • ÇERÇEVE
    • GEÇMİŞE KISA BİR BAKIŞ
  2. EFSANELER, İNANIŞLAR
    • KUZEY ÜLKELERİNİN TANRILARI
    • ZERDÜŞT DİNİNDE YARADILIŞ
    • BABİLLİLERİN YARADILIŞ EFSANESİ: ENUMA ELİŞ
    • KUTSAL KİTAP
  3. KURAMLAR
    • EVRİM KURAMI
    • YARADILIŞÇILIK
    • AKILLI TASARIM
    • YARADILIŞCI TEKAMÜL
  1. DAVALAR, TARTIŞMALAR,
    BİLDİRİLER
    • ABD'DE EVRİM SAVAŞLARI
    • VATİKAN'IN İLGİSİ
    • ULUSLAARASI AKADEMİLER PANELİ ARAYA GİRİYOR
    • AVRUPA KONSEYİ DE DEVREDE
    • RADİKAL'İN İKİ YAZARI ARASINDAKİ POLEMİK
  2. SONUÇ
    • KISSADAN HİSSE
    • SÖZÜN ÖZÜ

IV – DAVALAR, TARTIŞMALAR, BİLDİRİLER

ABD'DE EVRİM SAVAŞLARI

Yandaki grafikte 2005 yılında 34 ülkede yapılmış olan bir anketin sonuçları gösterilmektedir. Ankette sorulan soru şudur:
Bugün bildiğimiz insanlar daha önce yaşamış olan hayvanların evrimleşmesi sonunda meydana gelmişlerdir. Doğru mu Yanlış mı ?
İngiltere, İskandinav ülkeleri, İsveç, Fransa gibi ülkelerde evrime inananların oranının yüksek olduğu, buna karşılık Romanya, Yunanistan, Bulgaristan, Lituanya gibi ülkelerde bu oranın düşük olduğu görülmektedir. Ankete göre Evrim Kuramına en düşük düzeyde inanma Türkiye’dedir. Türkiye’nin hemen üstünde ABD yer almaktadır.
Anketi yapanlar ABD’de evrime inananların Japonya’ya göre çok düşük olmasını, ABD’de bilimin fazla politize olmuş bulunmasına ve köktendinciliğin de çok yaygın olmasına bağlamaktadırlar.
Herhalde Evrim Kuramınin en hararetle tartışıldığı ülke ABD’dir. Sanıyorum yukarıdaki grafik bu durumun açıklanmasına biraz olsun yardımcı oluyor. Genelde Evrim Kuramınin fazla rağbet görmediği ülkelerde, ki bunlar çoğunlukla daha az gelişmişlerdir, karşı görüşlerin, ya hiç ortaya çıkmadığı ya da fazla etkili bir karşı duruş sergilenmediği ileri sürülmektedir. Evrim Kuramınin yaygın kabul gördüğü ileri ülkelerde ise, kültür düzeyi gelişmiş ve hoşgörü ortamı sağlanmış olduğu için, evrim konusu ile ilgili tartışmaların çok şiddetli olmayacağı düşünülmektedir.
ABD’ de bu konu hala çok şiddetli tartışmalara neden olmaktadır. Gerek evrimciler ve gerek karşıtları adeta bir savaş içindeler. Bu konuda yukarda yazının başında sözü edilen Ender Arkun imzalı yazı çok iyi fikir vermektedir. Onun için burada sadece bir dava sonucunu bildiren haber özetini vermekle yetinilecektir:
Dover Bölge Okulu’na karşı Kitzmiller Davasında (2005) bir Birleşik Devletler Federal Mahkemesi tarafından kamu okullarında fen dersinde evrim yerine akıllı tasarım öğretilmesini isteyen bölge kararının ABD Anayasasının Birinci Değişiklik (First Amendment)bölümünün hükmünün ihlali olduğuna karar verilmiştir. Birleşik Devletler Federal Hakimi 1ohn E. Jones ‘un bu kararına göre akıllı tasarım bir bilim değildir ve esas itibariyle dini niteliktedir.

VATİKAN'IN İLGİSİ

Tahmin edilebileceği gibi Vatikan, evrim, yaradılışçılık ve akıllı tasarım konularıyla yakından ilgilenmektedir. Bu ilgiye Batı basınında sık sık yer verilmektedir. Papanın, Evrim konusunu kardinalliği döneminde de çok yakından izlediği bilindiği için, Katolik Kilisesinin yeni bir görüş geliştireceği üzerinde spekülasyonlar yapılmakta idi. Özellikle her yıl Castel Gondolfo villasında yapılan seminerden bu yolda bir haber çıkıp çıkmayacağı merakla bekleniyordu. Üstelik Papa Benedict XVI göreve başlama ayininde şöyle demişti:
Bizler evrimin rastlantısal ve anlamsız bir ürünü değiliz. Biz hepimiz Tanrının düşüncesinin sonucuyuz
Bu beklentinin gerçekleşmemesi biraz düş kırıklığı yarattı.
Konu ile ilgili bir gazete haberinin özeti şöyle:
Roma yakınlarında Castel Gondolfo villasında 1-3 Eylül 2007 tarihinde yapılan yıllık toplantının bu yılki konusu Yaradılış ve Evrim idi. Katılımcılardan Viyana Kardinali Christoph Schonborn ideolojik Darwincilik adlı bir kavramdan bahsetmiş, bu da basında Papanın ve Vatikan’ın ABD deki akıllı tasarım ve Evrim Kuramı konusunda yeni bir duruş alacağı şeklinde yorumlanmıştır. Buna karşılık diğer bir katılımcı Peder Fessio bu konunun hiç gündeme gelmediğini, katlımcıların sadece iman, akıl ve bilim arasındaki ilişkileri tartıştığını söylemiştir.
Aynı katılımcı Papanın katıldığı ikinci gün oturumunun odak noktasını şöyle özetlemiştir. “Evrim Kuramı, yaradılışın ilahi nedenini dışlamadığı müddetçe Kilisenin buna bir itirazı olmayacaktır. .”

ULUSLAARASI AKADEMİLER PANELİ ARAYA GİRİYOR

Inter-Academy Panel (IAP=Uluslararası Akademiler Paneli) Dünyanın çeşitli ülkelerinde faaliyet göstermekte olan Bilimler Akademileri bir araya gelerek 21 Haziran 2006 tarihinde bir bildiri yayımlamışlardır. Bu bildiride, fen derslerinde, dünyada yaşamın kökenleri ve evrimi konusunda bilimsel kanıt, veri ve test edilebilir kuramların örtbas edildiği, inkar edildiği ya da bilimsel olarak sınanması mümkün olmayan kuramlarla karıştırıldığı belirtilerek, yetkililer, öğretmenler ve veliler çocukların bilimsel yöntemler ve buluşlar konusunda eğitmeye ve doğa bilimlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olmaya çağrılmaktadır. Bildiride, ayrıca evrenin, dünyanın ve yaşamın kökenleri ve evrimi, madde madde kısaca açıklanmakta, doğayı kavrayışımıza bilimsel, sosyal, felsefi, dinsel, kültürel ve siyasal öğelerin (hepsinin) katkıda bulunduğu kabul edilmekle beraber, bu farklı alanların her birinin , kendi etkinlik alanının sınırları dışına taşmamaları ve diğer alanlara karşı özenli davranmaları istenmektedir.
Bildiriyi Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ile birlikte 68 Akademi imzalamış bulunmaktadır. İlginç bir nokta da şu: Iran İslam Cumhuriyeti Bilimler Akademisi de imzacılar arasında bulunmaktadır.

AVRUPA KONSEYİ DE DEVREDE

Geçtiğimiz günlerde (Haziran 2007) Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, 'Eğitimde Yaradılışcılık Tehlikeleri ' başlıklı 1580 No'lu bir karar aldı. Bu kararın ilk iki paragrafı aşağıdadır:
Bir kısım insan için yaradılışçılık, bir dinî inanç olarak, yaşama anlam verir. Bununla beraber Parlamentolar Birliği, yaratıcılık fikirlerinin eğitim sistemimiz ve demokrasilerimiz için doğuracağı sonuçlar hakkında endişe duymaktadır. Dikkatli olmazsak yaradılışçılık Avrupa Konseyi’nin başlıca kaygısı olan insan hakları için bir tehdit oluşturabilir .
Doğal seçilim yoluyla türlerin evrimleşmesinin inkar edilmesinden kaynaklanan yaradılışçılık, hemen sadece bir Amerika olayı idi. Bugün yaradılışçılık Avrupa’ya sızmaya ve Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde yayılmaya başlamıştır.
Aynı Kararın “Eğitim Yaradılışçılık: Avrupa’da Yaradılışçı Girişimlerinin Başlıca Etkinlikleri, Bilimsel ve Dinsel Toplulukların Tepkilerine Bakış başlığını taşıyan bölümü ise doğrudan Türkiye ile başlamaktadır. Bu bölümden de birkaç paragraf aşağıdadır.
Mustafa Kemal tarafından 1920 lerde kurulduğu günden beri resmen seküler olan Müslüman ülkelerden birisi olan Türkiye’nin Bilimsel İslamî yaradılışçılık’ın ana tezgahı olduğu anlaşılmaktadır.
Türkiye bu kökten-dinci düşünce okulunun en faal ve en yapılanmış merkezlerinden biri olmaktadır.
Asıl adı Adnan Oktar olan Harun Yahya adlı İslam Vaizi bu hareketin en sembolik kişilerinden birisidir.
BAV ile Amerikan Yaradılışçılığı Araştırma Enstitüsü (=American Institute for Creation Research [ICR].)arasında çok sıkı bir bağ olduğu sanılmaktadır
.(BAV=Bilim Araştırma Vakfı Harun Yahya Hareketi içinde yer alan bir oluşumdur;).
Güzel mi? Bundan sonrası daha da güzel!

RADİKAL'İN İKİ YAZARI ARASINDAKİ POLEMİK

Avrupa Konseyi’nin bu kararının tam metni Radikal Gazetesi’nde 'Eğitimde Yaradılışcılık Tehlikeleri' manşeti ile yayınlandı. Er tesi günü aynı gazetenin yazarlarından NM hanım bu kararı oldukça sert bir dille eleştiren bir yazı yazdı. Gazetinin diğer bir yazarı İB de buna cevap verdi. Bu polemik birbirini izleyen yazılarla devam etti.
Aşağıda bu yazılardan bazı cümleleri aynen bulacaksınız:
NM’nin Yazılarından alıntılar
Tek kelime ile son derece dayatmacı bir anlayış ve davranış. Onun ötesinde, sergilenen, pozitivist, bilim budalalığı.
Bilim, mevcut fizik ve biyolojik dünyanın keşfi, bu keşiften hareketle, fizik dünyada insan konforu lehinde icatlar ve biyolojik dünyada insan sağlığına yönelik gelişmelerin temelini oluşturur. Varoluşla ilgili soruların cevabını vermez, veremez. Bu, felsefe, yani spekülasyonun alanıdır. Bu alanda fikir yürütülür, hiçbir şey ispat edilmez, doğrulanıp, çürütülemez. Evrim Kuramı de, adından da anlaşılacağı gibi bir 'kuram'dir, yani varsayımdır . (?!) Kuramler, bir yere kadar bilimsel gelişmelere zemin oluşturabilir, nihaî sorulara gelince, kuramlar varsayım sınırında kalır.
Hele, insan hakları ve demokrasi gibi konuların, Evrim Kuramıyle hiçbir alakası yoktur”
***
“Yeni dünya düzeninin kışkırttığı çatışma ortamının yeni bahanesi din ve medeniyet savaşı olduğu için, kültürel alanda 19. yüzyılın tartışmalarına geri döndük. Her şeyden dini inançları sorumlu tutma anlayışı, bazen doğrudan, bazen dolaylı yoldan bu yeni çatışma ortamını besliyor, dikkatleri bu konu üzerinde yoğunlaştırmaya devam ediyor.”
***
“Yaradılışa inanmak, insan haklarına ve demokrasiyle ters düşer demek, tüm inananları hedef alan ithamlardır”
***
“Bilim, mevcut fizik ve biyolojik dünyanın keşfi, bu keşiften hareketle, fizik dünyada insan konforu lehinde icatlar ve biyolojik dünyada insan sağlığına yönelik gelişmelerin temelini oluşturur. Varoluşla ilgili soruların cevabını vermez, veremez”

İB nin yazılarından alıntılar
“( Bu yazı )konumuzla ilgisi olmayan, tartışmanın özünü yansıtmayan şeylerden oluşuyor. “
***
'akıllı tasarım' konusu bilimsel bir kuram değil bir inancın konusudur.”
***
'Astronomi' kuramı da, Nuray Mert'in kullandığı anlamda varsayımdır. Ama aklı başında kaç kişi çıkıp okullarda astronominin yanı sıra doğduğunuz gün gökyüzünde görünür konumda olan bir-takım yıldızların bütün hayatınız ve karakteriniz üzerinde etkili olduğunu ileri süren 'Astroloji' ile aynı anda öğretilmesini söyler?
***
Din kitapları insanın ve diğer canlıların dünyaya nasıl geldiği hakkında farklı şeyler söylüyor olabilir. Bu farklı şeyleri illa öğreteceksek, bunların yeri din dersleridir, biyoloji gibi, fizik gibi bilim dersleri değil.
***
Kaldı ki, benim bildiğim İslam'ın Evrim Kuramıyle bir uyuşmazlığı yoktur. İslam'a göre Allah 'Ol' demiştir ve evren yaratılmıştır, o evrenin sakinlerinin bugün oldukları gibi mi, yoksa tekhücrelilerden itibaren evrimleşerek mi yaratıldıkları gibi detaylara girmez İslam.
Önceki bölüm Yazının devamı