Umudun ve Gücün Kaynağı Atatürk’ün söylediği yerdedir
Soyadı kanunu çıktığında Gazi Mustafa Kemal kendisine bir soyadı seçmiş ancak Türk Ulusu Atasının soyadını kendisi vermek istemiş, o güne kadar üretilmiş ve türetilmiş sözcüklerin en güzelini, en görkemlisini bularak büyük önderine Atatürk soyadını uygun görmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken sahip olduğu bir ulusa, bir vatana, bir dile, bir bayrağa ilaveten efsanevi bir lidere de muhtaçtı. Bu lider elbette Gazi Mustafa Kemal olacaktı. Ama Mustafa Kemal bir fani idi ve her fani gibi bir gün toprak olacaktı. Oysa lider ölümsüz olmalıydı. İşte Türk Ulusu liderine ATATÜRK soyadını vererek onu ölümsüzleştirdi. Onu bütün ulusun sevgi ve hayranlığı ile donattı. O artık ulusunun önünde, çağdaş uygarlığa ulaşacak yolu aydınlatan, ışığını akıl ve bilimden alan büyük bir meşale olmuştu. Bu meşalenin tutuşturduğu milyonlarca Cumhuriyet evladı Atasının izinde yürüyor yıllardır.
Zaman zaman bu ışığı sevmeyen, karaya, karanlığa alışık olanlar ise kendi zindanlarının dehlizlerinde üreyip çoğalmaya çalıştılar. Kendilerine benzer kara balçıklarla bilim ve akıl meşalesini sıvamaya kalktılar. Saptıkları yolun çıkmaz olduğunu bildikleri halde kendilerine bir yerlerden sağlanan olanaklarla beslenip semirdiler. Ellerine geçirdikleri her türlü silahla Türk Ulusunun bilim ve akıl yolunu aydınlatan Atatürk ışığına saldırdılar bazı mevziler de kazandılar. Tersaneleri ele geçirdiklerini, orduyu dağıttıklarını sanarak, hangi tezgahın maşası olduğu belirsiz bazı lider bozuntuları, mevzilendikleri ta uzaklardaki ihanet siperlerinden Cumhuriyetimize yaylım ateşi açıyorlar.
Şimdi ben elinde Cumhuriyet meşalesi taşıyan Atatürkçülere sesleniyorum : Durum 19 Mayıs 1919 sabahından daha mı karanlık? Şartlar daha mı uygunsuz? Olanaklarımız daha mı sınırlı?.
Değil ebette!
O halde biz biraz doğrulursak, sesimizi yükseltirsek, elimizdeki Atatürk meşaleleri daha gür yanarsa bu karanlığı boğmak işten değildir. Muhtaç olduğumuz güç ve cesaret Atatürk’ün söylediği yerde mevcuttur.
|